🦡 Birey Ve Toplum Ile Ilgili Şiir Kısa

ŞİİRTÜRLERİ. EPİK ŞİİR: bir milletin hayatını yakından ilgilendiren ve etkileyen tarih ve toplum olayları ile ilgili kahramanlıkları dile getiren hikaye şeklindeki (Manzum hikaye) şiirlere epik şiir denir. LİRİK ŞİİR: Akıldan çok duygulara, hislere seslenen insanlarda güzellik sevgisi uyandırmayı amaçlayan şiirdir. Şiir kategorimizin bu başlığı içinde, anlamlı ve duygusal olanları da dahil olmak üzere en güzel öğretmen şiirleri uzun hazırlanmıştır. Yine sayfamızda herkes istediğini bulsun diye ünlü şairlerin öğretmen şiirleri kısa 2 kıtalık 3 kıtalık hatta 4 kıtalık olarak eklenmiştir. Budersimizde, birey ve toplum konusuna devam edeceğiz. Ders 3: Birey ve Toplum - Okula Dönüş - 3. Bu dersimizde, yeni etkinlikler yapacağız. Ders 4: Birey ve Toplum - Gezmeyi Seven Ağaç - 1. Bu dersimizde, "Gezmeyi Seven Ağaç" hikayesini okuyacağız. Ders 5: Birey ve Toplum - Gezmeyi Seven Ağaç - 2. “İnsanoğlunun en sahici dili” olan şiir, birey ve toplum hayatının bilhassa kritik dönemlerinde serpilen soy bir sanattır. bakanlığının 5G ile ilgili önemli çalışmalar Düşünce soyut bir kavramdır, onu yalnızca dil ile belli bir şekle sokmak ve somutlaştırmak mümkündür. Bu nedenle Alman filozofu Heidegger, “ Dil, düşüncenin evidir. ” demiştir. İnsan, hayatı boyunca duygu ve düşüncelerini başkalarıyla paylaşma ihtiyacı hisseder. İnsanın bu ihtiyacını karşılamasının en doğal Kişilik birey olmaktan daha farklı bir şeydir. Birey toplum içinde kendisi olmayı amaçlarken, kişilik veya şahsiyet; hem kendisi olmak, hem de ait olduğu toplumu, hatta bir evreden sonra bütün insanlığı yüceltmek eğilimindedir. Birey için bireysellik önemli iken, kişilik aşamasına gelmiş olan biri için “ben” olmaktan Görgü kurallarıyla ilgili şiir Görgü kurallarını Öğrenip iyi tanı Görgü toplum içinde Uyulması gereken Kuralları öğretir Bencillik hırsını yen Görgü kurallarını Öğrenip iyi tanı Toplumda saygı görmek İsterseniz dürüst ol Esenlik mutlulukla İleriye uzat kol Görgü kurallarını Olaylardan ve insanlardan hareketle bireyin iç dünyası anlatılır. Dil ve anlatım bakımından seçkinci, mükemmeliyetçi bir anlayış hâkimdir. Bireyin iç dünyasını esas alan yazarlar, zaman, psikolojik sorunlar, hastalık, bi­reysel bunalım, Doğu-Batı sorunsalı, kaçış, geçmiş-şimdi, birey-toplum, değer yargıları 89yıldır bitmeyen devlet eliyle provoke edilen cumhuriyet ve demokrasiye geçiş çalışmalarının toplum karıştırılarak-sağ, sol; alevi, sünni; kürt, türk; dindar, dinsiz; laik, anti laik, ya da sağ kemalizm, sol kemalizm, en son dindar kemalizm- ve bunlar bahane edilerek onlarca kez son buldurulma örnekleri Meşrutiyet dönemi aydınları tarafından şekillendirilmiştir. Son dönem Osmanlı aydınlarının yetiştirmek istedikleri yeni birey ve oluşturmak iste­dikleri yeni toplum konularında benzer düşünceler içinde oldukları görül­mektedir. Ancak toplumsal sorunların çözümünde ortaya atılan söylemler farklıdır. Birey ve toplum nedir? Felsefe. Birey: Kendisini başkalarından ayıran, kendisine özgü bir kimliği olan her tek sosyal insan. Toplum: Bireylerden oluşan ve kendisine özgü bir yapısı bulunan, aralarında sosyal ilişki ile ortak bir kültürü ve sürekliliği bulunan insan topluluğudur. Cevap : doğru ve güzel konuşmanın birey ve toplum hayatındaki önemi sorusunun cevabı; İnsan, kültürel veya mesleki birikim bakımından kendini ne denli geliştirmiş olursa ol­sun düşünerek, doğru bir anlatımla güzel bir biçimde kendini ifade edemiyorsa bu birikimi yeterince kullanamıyor demektir. Okulda, sosyal hayatta WtCY7E. Her toplumun kendi standartları ve bu standartları belirleyen kriterleri ipucu niteliğindeki belirleyiciler ise toplumun genel yapısı hakkında "kanı"lar oluşturur..Örneğin, Türk konukseverliği,Alman disiplini,Japon geleneği.. öngörü ise büyük bir oranda gerçeği yansıtabilir!..Ekonomik göstergeler,eğitim seviyesi,kalifiye iş gücü,meslek sahipliği ve bunun gerçekte uygulanılabilirliği gibi istatiksel veriler somut potansiyeli kanıtlar nitelikte olmakla beraber; harcama eğilimlerinin çeşitliliği ve durağan maddi birikimlerin sayısal değeri ise gidilecek olan gelecekteki matematiksel kapıyı da gösterir!..Bu durum gerçekten de böyle midir?..Pozitif bilim yaklaşımı düşünüldüğünde cevap açık ve net olarakEvet böyledir!.."Pozitif Bilim" hayal edip, gerçekte "Mistik Hayat" yaşayan bireylerin oluşturduğu göreceli toplumlarda durum;bazen "doğru" bazen de "yanlış" cevabını bizlere verebilir!.."Post modern" tanımlamasına uyan bireylerin oluşturduğu toplumlar tam da bu durumda kalmış olanlara örnek olabilir!..Türkçe’mizdeki "iki arada bir derede kalmak!.." atasözü çuk diye oturuyor bu tanıma!Takip edilmesi ve anlaşılabilmesi en zor ögeler içeren bir toplum olma yolunda hızla ve amansızca yol alındığı kanısını taşımakla beraber hiç de şaşırtıcı olmayan tezatlıklar yaşamaktayız!..Örneğin,tüketim son hızla teşvik edilirken,biat kültürüne dayalı bir öğreti ile "elindekini koruma ve elindeki ile yetinme" dayatılmaktadır!..Üretim,araştırma ve geliştirme ise daha alt sıralarda yer almaktadır!..Tüketime dayalı yaşamlar özendirilmekle daha az düşünme,daha az farkındalık,daha az duyarlılık,gününü gün etme ve her şeye bir anda ve olabildiğince sahip olma arzusu beraberinde sonucu pek de kestirilemeyen uçurumların daha da belirginleşmesine neden olduğu gibi ahlak ve insani değerlerin yavaş yavaş farkında olmadan yitirilmesine de yol açıyor gibi!..Öyle ki,mevcut otoyolların düzeltilmesi,iyileştirlmesi bir yaşam standardı sayılmayıp, onca ölümle ve maddi felaketle karşın lüks otolara sahip olmak "üstün" yaşam standartı kabul edilebiliyor!..Sosyal ve ekonomik düzeyi sorgulanan bir bireyin her ne olursa olsun teknolojiyi; evinin,çoluk çocuğunun rızkı pahasına amansız tabiki bir statü belirleyicisi olarak karşımıza çıkabiliyor!..Sonuç; göreceli "kazanım"lar için her yol gerçek ve mübah!..Reel olmayan bilgi,bilgi zenginliği değil adeta bilgi kirliliği olarak üstümüze yapışıp kalıyor!..Kendine yetmeyen,zıvanadan çıkmış birey bu defa sağa sola saldırmakla ve geçmiş olanı da karalamakla farkında olmadan gününü gün ediyor ve aşamadığı komplekslerinden dolayı geçmişini inkara ve geleceğini de sanal bile olmayan,doğa üstü olaylara,mucizelere bağlayabiliyor!..Bir köşede durup dinlediğimiz gençlerin hayalleri bizleri umutlandırken,diğer köşede kulak misafiri olduğumuz hayaller bizi korku ve karanlığa itebiliyor!..Bu, toplumda kemikleşmiş,adeta efsunlaşmış kavram karmaşası hırs ve çıkarlar uğruna olmadık şarlatanlıklar bizleri de pozitif gerçeğe yaklaştırmadığı gibi var olanı da doğru kavrayamamıza neden oluyor gibi!..Sağlıklıyız-mutluyuz!..,elimizdekilerle varız!..,bende varsa diğeri umurumda değil ve üstünüm..gibi hasbel kader elde edilmişlikler "çok şükür!.."düzeyine indirgenmiş,bana dokunmayan yılan istediği kadar yaşasın yaklaşımına dayalı "kült"yaklaşımlar bizlere hangi iç huzura dayalı, rahat mutluluk kapsını açabilir?..Asyalı kadar Asyalı,Avrupalı kadar Avrupalı olma sevdamız; ne kadar "insan" olduğumuza dair kuşkuları da içerebiliyor olabilir!..Eskiden; kızdığımız,kabullenemediğimiz hayatlar bugün bizim gerçeğimiz olmuş gibi!.."Tıpış tıpış" evden çıkarken, "buruş buruş" bir geleceği inşa ettiğmizin farkında bile olamayabiliyoruz!..Benjamin Franklin’in söylediğinde bir gizem var gibi!.."’Mutlu olmanın iki yolu vardır Ya arzularınızı azaltmak ya da olanaklarınızı çoğaltmak!""Yeni Dünya"ya entegre olmak;çok farklı seçeneklerin içinden bize uyanı almaktan ziyade bizimle yaşayacak ve bizden sonrakilere de yeni ufukları açacak olanı benimsemekten geçiyor gibi!..Toplumun tüm katmanlarını belirli bir algılama ve fardındalık düzeyine ulaştırdıktan sonra bilim ve teknolojinin verdiklerini insan olabilmenin onuru ile harmanlayıp,bazı politikacıların yaklaşımlarının ötesinde sonuçtan verilere değil de,verilerden sonuçlara götürebilecek daha pozitif,daha katlanılabilir bir gerçeklikle yaşamaktan geçtiği kanısını parasal bakımdan zengin olan, gelişimini tamamlak şöyle dursun daha hiç başlamamış ve farkında bile olmayan,dışarıya olan ihracatı ve üretim satışı en küçük bir ülkeninki kadar olamayan ülkeler belirli bir zaman varlıklarını sanal olarak harita üzerinde sürdürebilirler ama reel varlıklarının geleceği bir rüya anı kadar kısa ve hazin olabilir!..Petrol zengini Arap ülkeleri buna en hazin örnek olabilir!..Perolünüz var ve bir reel değer ifade reel değeri ise yaratan bu petrolün nerelerde ve ne şekilde varili bugün itibari ile 104 Amerikan Doları ama petrolle çalışan bir otomobilin fiyatı Amerikan Doları veya uçağın değeri milyonlarca Amerikan Doları..Şimdi,bu durumda petrol sahibi olan mı yoksa otomobil veya ucak üreten ülke mi daha zengin?..Soru burada!..Sorun burada!..Pamuğu ben üretirsem ama markalaşmış olandan bir tane almak için kilolarca pamuğa eş değer bir değeri ödersem kim kazançlı çıkmış olur ve sürdürülebilir yaşam standartlarını daha fazla kim artırmış olabilir?..Özgürlük,kalkınma,yaşam standartlarının iyileştirlmesi ve daha yüksek seviyelere çıkması hukuksal bir terim ama bunun hayattaki karşılığı da yaşanılabilir gerçekliktir..Teoride kalmak,uykuda olamaktan öteye bir anlam ifade etmediği gibi hiç gelmeyecek o kurtarıcıları nafile bir bekleyişten öteye de taşımaz bizleri..Modern olmak,Batılı olmak olmadığı gibi,Çağ dışı olmak da Doğulu olmak değildir!..Atatürk’ün de doğru öngörüsü ve temennisi "muassır medeniyetler seviyesi" işte bu noktada taklitcilikten öte var olanı bilmek ve geleceği örnek olarak şekillendirip,biraz daha ileride olabilmek için var gücümüzle çalışmak,insanlığa insanlık adına hizmetlerde bulunmaktır diye düşünüyorum..Anımsamamız gereken iki şey çok önemli bence;zalimler başarılarını havai fişeklerle ve şaşaalı kutlarken,masumların mumları hep daim yanık kalacaktır!..İkincisi ise,ders alınacak ve üzerinde gerçekten düşünülecek düzeyde olandır’Atatürk gibi askeri bir deha, siyasi yaşamı boyunca halkın karşısına hiçbir zaman askeri üniforma ile çıkmamıştır!.." Felsefe hem bireylere hem de bireylerin oluşturduğu geni topluluklar olan toplumlara çok sayıda iyi özellik kazandırır. Bu özellikler sayesinde kuşkusuz daha sağlıklı bir birey ve daha sağlıklı bir toplum modeli mümkün hale gelir. Şimdi felsefenin birey ve topluma ne gibi nitelikler kazandırdığından ve bu niteliklerin ne gibi artılar sağlayacağından beraber bahsedeceğiz. Dilerseniz başlayalım. Felsefenin bireye kazandırdığı özellikler Birey sosyopolitik konularda politikacıların konuşmalarını dinlerken onları sorgulayabilen hale gelir. Bu sayede kendi doğrularını yansıtan politik partiyi bilinçli bir şekilde seçebilme yeteneğine sahip olur. Birey çevresinde yaşanan olayları eleştirel bir göz ile değerlendirir ve bu gözle aynı zamanda bazı sonuçlarda ve çıkarımlarda da bulunur. Çevresi, genel olarak ülkesi ve dünyası da olabilir, daha yakın çevre olarak düşüneceğimiz ailesi de. Birey kendi hareketleri konusunda da her zaman eleştireldir ve bu sürekli olarak karakter gelişimi yaşamasını sağlar. Felsefenin topluma kazandırdığı özellikler Felsefe daha sağlıklı bir toplum yapısı oluşturur. Bu toplum yaşadıkları ortamdaki sorunların ayırdında olur. Toplum her zaman gelişime, yeniliğe, ilerlemeye açık olur ve bu sayede asla geride kalmış bir toplum haline gelmez. Toplumdaki suç oranları gelişmiş analitik düşünme felsefesi sayesinde çok düşer, bu da daha huzurlu ve güvenli bir toplum oluşturur. Destanların birey ve toplum üzerindeki etkileri ile ilgili düşüncelerinizi anlatınız. sorusunun cevabını kısaca yazdık. Destan toplumu çeşitli şekillerde etkiler. Bu konu ile ilgili düşüncelerimizi şu şekilde toplumun tarihini meydana getiren bireyleri birbirine geçmişi ile övünmesini, gururlanmasını aynı geçmişe sahip olduğunu öğrenir, geleceğe birlikte yürüme azmi dış güçlere karşı ortak geçmişi ile karşı koyar. Düşmanlara karşı tek yürek sayesinde birey şanlı bir geçmişi olduğunu öğrenir, toplumun geleceği için toplumun kültürünü gelecek nesillere bireylere ahlak dersi verdiği için toplumu iyi yönde gelişmesini sağlar. Toplumun temel değerlerini korur. BİREY ve TOPLUM Rol-Herhangi bir yerde bir kişi ya da bir şeyin üzerine düşen görevlere rol Gelen RollerDoğuştan gelen bir ilgi, yetenek şansımız evlat, kardeş Kazanılan RollerKendi isteğimizle çalışıp, çabalayarak elde ettiğimiz şansımız takım kaptanı olmak, kulüp başkanı olmak gün içinde bile değişiklik gösterir. Okulda öğretmen, evde anne, evde kocasına eş, takside müşteri, aileye evlat, misafire ev sahibi, hastane de doktor ya da hasta, karşı daireye komşu gibi çeşitli rollerde Ailemiz içinde bulunduğumuz ilk grubumuzdur. Aile aynı zamanda ilk sosyal kurumdur ve sürekli devam Roller AileAnneanne, dede anne baba kardeş …OkulÖğretmen, müdür, öğrenci …Spor kulübüOyuncu, izleyici …Hak Yasalar ve anlaşmaların insanlara tanıdığı yetkiler toplamına hak Kişinin üzerine aldığı görevi sonuçlarıyla kabullenerek yerine getirmesine, üstlenmesine sorumluluk Bir kısıtlama, zorlama olmadan düşünme, davranma, serbestlik. Özgürlükler sınırsız değildir. Bir kişinin özgürlüğü, başka bir kişinin özgürlüğünün başladığı yerde Rol Yaptığımız meslek grubunun gerektirdiği davranışları sergilemeye, kurallarına uygun hareket etmeye mesleki rol OLUŞTURAN UNSURLAR Kültürümüz gelenek ve örfler, tarih, dil, din ve sanatın birleşmesiyle yargıBir kişi veya olay hakkında fikir sahibi olmadan, yeterli bilgi edinmeden önceden karara varmış olma durumuna önyargı insanın gözünden dış dünyayı görüp anlamak, kendini karşıdaki insanın yerine koyabilme yargı Sebepleri-Karşımızdaki insanı tanımamak-Karşımızdaki insana ve farklılıklarına saygı duymamak-Empati yapamamakÖn yargı Çeşitleri-Kültür Farklılığı-Sosyoekonomik Yapı-Cinsiyet AyrımcılığıÖn yargının Sonuçları-Toplumda ayrışma-Toplumsal çatışma-Arkadaşlık ilişkilerinde bozulma-Ön yargının azaltılması için yapılması gerekenler-Toplumsal teması artırmak-İnsanlar arasındaki iletişimi, duygusal bağı ve karşılıklı saygı ve anlayışı geliştirmekSosyal Yardımlaşma ve Dayanışmaİnsanların beslenme, barınma, giyinme eğitim sağlık gibi çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli her şeyi yapan değerlere sosyal yardımlaşma ve dayanışma yardımlaşma çeşitleriMaddi yardımlaşma İhtiyacı olanlara para ve eşya vermekManevi yardımlaşma Komşumuzun iyi ve kötü gününde yanında Toplum KuruluşlarıTürkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı TEGVLösemili Çocuklar Vakfı LÖSEVTema Vakfı Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları KorumaMehmetçik VakfıKızılaySosyal Yardımlaşmanın Faydaları-İnsanlarla iletişimi huzuru bağları kıskançlık gibi kötü duygulara engel güven ortamı oluşumunu sağlar. Felsefenin birey ve topluma kazandırdığı nitelikler nelerdir? Felsefe, mevcut düşünce ve fikirlerin sürdürülmesini ve yeni bakış açılarının gelişerek yeni fikirlerin ortaya çıkmasını sağlar. Böylece kalıplaşmış yargılardan ve düşüncelerden uzaklaşmanın önünü açar. Felsefenin ana konuları arasında, ak, adalet, özgürlük, barış, mutluluk, erdem gibi problemlerin açıklanması gelir. Tüm insanlar hayatı anlamak ve yaşanılır kılmak için sürekli bir çaba halindedir. Bu çabaların neticesinde felsefeyle birlikte bilim, sanat, siyaset gibi alanlarda daha fazla düşünmeyi ve sorunlara çözümler üretmek kolaylaşmıştır. Felsefenin en önemli faydalarından biri olarak insanların bilinçli bir varlık olarak yaşamasının kendi elinde olduğu görüşünü söyleyebiliriz. Felsefe aracılığıyla bireyler, çok yönlü ve ayrıntılı bir şekilde düşünerek, anlama ve açıklama becerilerini kuvvetlendirir ve tahmin yeteneğini geliştirir. Böyle bireylerin toplum için varlıklarının artası neticesinde de toplumun huzuru, mutluluğu, refahı ve ufku daha da genişler. Felsefenin bireylere kazandırdığı nitelikleri şöyle sıralayabiliriz Özgürce düşünebilir Çok yönlü bakış açıları geliştirdiği için yeni fikirler üretebilir. Çevresindeki olayları ve tüm olguları akıl yoluyla tartarak sonuca ulaşabilir. Kendini daha iyi tanıyarak hayatına yön verebilir. Felsefenin topluma kazandırdığı nitelikler ise şöyledir Farklı toplumlarla bir arada yaşayarak ortak kültürün oluşması Akla ve iradeye değer veren bir toplum olarak geleceğinin planlanmasını yapabilmesi Bilgi toplumu olarak bilimin gelişmesi İnsanların kendilerini özgürce ifade edebilecekleri bir toplumun oluşması Demokrasi bilincinin gelişmesi.

birey ve toplum ile ilgili şiir kısa