🪸 Must Have Should Have Could Have Konu Anlatımı
Must Should, Have to Konu Anlatımı videosunda must, should ve have to arasındaki farkları anlatıyorum.Reklamsız, tahtaya zoomlu, sınırlı internet hatlarında
oughtto have – been. verb 3. must have. must have – v3. must have – been. verb 3. passive voice table,passive voice tablosu,edilgen çatı tablosu,edilgen çatı ingilizce,passive voice schema,passive voice tablolu gösterimi,passive voice tablo. Passive Voice Örnekler için tıklayınız..
Kendiniöldürebilirdin.) “I went out alone last night.” “You fool! Someone could have robbed you.”. (Dün gece yalnız dışarı çıktım. Seni aptal. Birisi seni soyabilirdi) Could have V3, geçmişte yapabilirdin yapmaya gücün yeterdi (ama yapmadın) anlamında eleştri için kullanılabilir. You could have bought a house last year.
Wehave to get ready. --> Hazırlanmamız lazım. You have to go. --> G itmen lazım. 3. Need to. This is very similar to the use of have to, both in meaning and structure. The word we use to give the meaning of need to is 'gerekiyor'. It is similar to 'have to' in meaning, so that it can be used interchangeably with have to (laz ım). It is
MustHave Done (V3) Modal "must" has a meaning of necessity, many think that "must have V3" has the same meaning as "should have V3". However; We use must when we talk about a strong possibility based on facts referring to the past. For Example: I saw Cynthia crying a few minutes ago. She must have heard the bad news.
5 – “Could Have, Should Have, Would Have” in French. Here is how we would translate “could have, should have” in French: Devoir > tu aurais dû – you should have/ ought to have. Pouvoir > tu aurais pu – you could have. Il faut > il aurait fallu – one should have. Examples will make things clearer:
I couldn't have asked for better weather on my wedding day. ( Düğün günümde daha güzel bir hava isteyemezdim.) She couldn't have had a worse birthday party. ( Daha kötü bir doğum günü geçiremezdi.) Unwillingness - isteksizlik. I couldn't have left the dog in the car for long (so I didn't).
8vmk. Would, should ve could modalları have ile kullanıldığında geçmişe uzak veya yakın atıfta bulunulur. Yapardım yapacaktım, yapmalıydım, yapabilirdim gibi. Cümlede could/should/would have kalıbından sonraki fiilin 3. çekim hali kullanılır past participle. Örnek cümleler Would have - The ambulance arrived just in time. If they arrived any later she would have died. Ambulans tam zamanında yetişti. Biraz geç kalsalar ölürdü-ölecekti - I would have called you yeterday, but my phone wasn't working. Seni dün arardım -arayacaktım- ama telefonum çalışmıyordu - If I had seen Kaan, I would have given him his book. Kaanı görseydim, ona kitabını verirdim -verecektim- - Not a problem. You would have done the same for me. Sorun değil. Aynısını sen de benim için yapardın- If only I had studied harder. I would have passed the test. Keşke daha sıkı çalışsaydım. Testi geçerdim - We would have beaten Ukraine if Burak Yilmaz played. Maçta Burak Yılmaz oynasaydı Ukrayna'yı yenerdik. - I never would have expected to be watching a tennis match. But here we are Bir tenis maçı izleyeceğimi hiç ummazdım-beklemezdim. Ama işte burdayız - I would have pick you up from the office, but I ran out of gas. Seni işyerinden alırdım-alacaktım- fakat benzinim bitti. Could have - It could have been nice if she had put those dress on. Şu elbiseleri giyseydi hoş olabilirdi - You could have done better on your exam, if you had studied. Eğer çalışsaydın sınavda daha başarılı olabilirdin. - We could have won if Selçuk was fit. Selçuk formda olsa kazanabilirdik - I could have died at that traffic accident. O trafik kazasında ölebilirdim. Should have - I should have told you these earlier. Bunları sana daha önce söylemeliydim - You should not have eaten more Daha fazla yememeliydin - If he didn't like their work, they should have sacked them. Eğer yaptıkları işi beğenmediyse onları işten kovmalıydı - You should have written to me. Bana -mektup- yazmalıydın
Should -Must Have To Should Konu Anlatımı 1. TAVSİYE Farazi bir çekimsiz fiil olan should tavsiyeye değerlilik ifade eder. Türkçe’ye -meli, -mesi gerek biçiminde çevrilmesine rağmen zorunluluk göstermez. You should study harder. Daha çok çalışmalısın. You shouldn’t spend so much moncy. Bu kadar para harcamamalısın. Should çekimsiz fiili geçmiş zamanda da kullanılır ve biçim olarak değişmez. Ama bu durumda bir yan cümlecik içindedir. I told him he should study harder. Ona daha çok çalışmasını söyledim. He said I should stay with him. Onunla kalmam gerektiğini söyledi. 2. BEKLENTİ Should çekimsiz fiili bilinmeyen veya gelecekte olacak bir şey hakkındaki bekleyişi ifade eder. Must halen ya da bu ana dek olan bir şey için tahmin yürütür, ama should geleceğe dönüktür. You must be hungry. Aç olmalısın şu andaki durum This book should be interesting. Bu kitap ilginç olmalı daha okunmamış, gelecekte Bazan da should gerçek olmadığı sonradan anlaşılan bir durumu gösterir. This problem should be easy. Bu problemin kolay olması gerekirdi. Neden değil? Olumsuz cümlede should her iki anlamı için de kaynaştırılabilir. You shouldn’t sleep so late. Bu kadar geç saate dek uyumamalısın. Their bus shouldn't arrivc in Ankara yet. Otobüsleri henüz Ankara'ya varmamış olmalı. Soru cümlelerinde should bekleyiş değil, yalnızca tavsiyeye değerlik ifade eder. Should we eat now? Artık yesek mi? Should they take a taxi? Taksiye binsinler mi dersin? Shall I... diye başlayan bir kimse diğer kişinin vereceği cevabı yapmaya hazırdır. Should I... diye sorulduğunda, diğer kişinin tavsiyesi isteniyordur, buna uyulur veya uyulmayacaktır. Koşul cümlelerinde should, if yerine kullanılabilir. If anything happened, who would help you? Should anthing happen, who would help you? Eğer bir şey olsaydı, sana kim yardım ederdi? Should you go there now, you wouldn't see anthing. Oraya şimdi gidecek olsaydın, hiçbir şey göremezdin. must, have to ve have got to Yaşanan anda Present geçerli olan zorunluluk yada gereklilik içeren eylemlerin anlatımında kullanılırlar. Must, have to ve have got to üçü de zorunluluk yada bir eylemin gerekliliğini anlatmaya yararlar.. Present tense yapısı içinde bazen birbirlerinin yerine kullanılabilirler ama must konuşmacının kendinden kaynaklanan şahsen yani dışarıdan gelmeyen bir zorunluluk yada gereklilik ifade eder. Have to ve have got to konuşmacıdan başka birisinin yada dışardan bir sebepten dolayı eylemin gerekli yada zorunlu olduğunu gösterir. Have got to ve Have to tamamen aynı ifadelerdir. Birincisi günlük dilde yaygın ve olağan iken ikincisi daha resmi kabul edilir. Örnekler I must clean the house before mum gets back. I want her to find it all neat and tidy. Sorry, I can't come out now. I've got to tidy up my room before I'm allowed out. He has to attend the clinic every two weeks. He's really quite seriously ill. You must come and visit us again soon. It's ages since we saw you. Always, often, sometimes, never, vb sıklık belirten zarflarla normalde have to tercih edilir I usually have to work on Saturdays so I hardly ever go away for the weekend. They sometimes have to get their own suppers if their mother is working late. must and have to gelecek ve geçmiş kullanımları vardır Must ve have got to' nun gelecek yada geçmiş zaman kullanımı olmaz. I had got to.../ I'll have got to.../ I'll must.../ I've must.... gibi ifadeler olmaz. must kullanarak gelecek ve present şu anki niyetlerimizi , özellikle cümleyi kuran kişi bu zorunluluğu kendinden hissediyorsa kullanırız. Ama Must geçmiş için kullanılmaz. Sadece Have to 'nun geçmiş ve gelecek için kullanımı mümkündür. must, have to ve have got to 'nun soru yapısı Çok sık olarak soru yapısında ve özellikle gereklilik yada zorunluluk dışarıdan bir etmene bağlı ise Have to ve have got to kullanılır. Örnekler What time have you got to be back? ~ Dinner's at seven. So by half past six really. How often do you have to travel to America on business? ~ About once every six months. Must you leave right now? Won't you stay a little longer? Do you have to leave now? ~ I do, unfortunately. I've got to collect my son from school. have to and mustn't Zorunluluk yada gereklilik olmadığında must'ın olumsuzu olarak have to'yu kullanırız. You don't have to drink champagne at the reception. You can have a soft drink. I didn't have to play after all. Jane turned up and could partner Alice. You won't have to drive Tom to the airport next Saturday. Julie's taking him. mustn't bir eylemin müsade edilmediği yada yasak olduğu zamanlarda kullanılır You mustn't drink if you're going to drive afterwards. You mustn't drink that water. It's contaminated. You mustn't lie under oath. If you do, that's perjury. I mustn't forget my keys. I'll put them here so that I remember them.
Bu sayfayı görüntüleyebilmek için şu ürünlerden birini satın almalısınız Editörün Seçimi – Altılı Kitap Seti %20 İndirim + Ücretsiz Kargo + Premium Video Üyeliği, Seçmeli Beşli Kitap Seti %15 İndirim + Ücretsiz Kargo + Premium Video Üyeliği – , , , , , Video Çözümlü YDS Hazırlık Seti, Seçmeli Dörtlü Kitap Seti %15 İndirim + Premium Video Üyeliği, Seçmeli Beşli Kitap Seti %15 İndirim + Ücretsiz Kargo + Premium Video Üyeliği, Seçmeli Altılı Kitap Seti %15 İndirim + Ücretsiz Kargo + Premium Video Üyeliği ya da Videolu Genel İngilizce SetiEğer satın aldıysanız, sipariş sırasında belirtmiş olduğunuz e-mail adresi ve şifrenizle Üye Girişi yaparak içeriklere ulaşabilirsiniz.
1-Should/ought to have V3 ''-meliydi/malıydı.'' Past Advice/Past regret şeklinde yaptığımız ya da yapmadığımız bir eylemden duyulan ''pişmanlık'' veya verdiğimiz tavsiye veya eleştiri geçmiş anlam taşıyorsa ''should have V3'' veya ''ought to have V3'' yapıları She couldn't pass her final shouldn't have studied more. O final sınavını geçemedi. Daha fazla çalışması gerekirdi. I shouldn't have told anything to isn't a dependable person. Ona hiçbirşey söylememem güvenilir birisi değil.. 2-May/might/could/have V3 ''-mış olabilir'' Past Possibility olarak geçmişteki herhangi bir şey için düşük olasılık ifade etmek istiyorsak bu yapıları kendilerinden sonra ''have V3'' getirerek AWhy didn't Elena come to the meeting yesterday? BI don't might/may/could have forgetten about it. unutmuş olabilir. Ayrıca bu üç yapı geleceğe de gönderme could have finished this task by this time tomorrow. Yarın bu vakte kadar bu işi bitirmiş olabiliriz.. 3-Could have V3 ''-yapabilirdin ama yapmadın.'' Missed oppurtunity in the past olarak possibility'nin yanısıra geçmişte kaçırılan fırsatlardan bahsederken bu yapıyı yapıyla aynı anlama gelecek şekilde ''might have V3'' ve ''would have V3'' yapılarıda kullanılabilir .İf Clause Type IIIÖrneğinIf you had come here 5 minutes earlier,you could have seen her. Buraya beş dakika erken gelmiş olsaydın onu görebilirdin.. 4-Must have v3 ''-mış olmalı'' Decution in the past şeklinde nitelendirilir..Geçmişe yönelik kuvvetli bir tahminde bulunulduğunda bu yapıyı was a difficult exam,and Joe passed must have studied a lot. Zor bir sınavdı ve Joe o sınavı çalışmış olmalı.. Aynı zamanda geçmişe yönelik olumsuz bir çıkarım yapacaksak ''-mamış olmalı'' anlamına gelen ''mustn't have V3'' yapısı AShe passed by without saying even ''hello''. Merhaba bile demeden yanımdan geçti. BShe mustn't have notived you then. Seni fark etmemiş olmalı öyleyse. 5-Can't/Couldn't have V3 ''-mış olamaz'' Negative decution in the past şeklinde yönelik kuvvetli ve olumsuz bir çıkarımda bulunuluyorsa ''-mış olamaz'' anlamına gelen bu yapı They only put the for-sale sign yesterday. They can't have sold their house yet. Satılık ilanını daha dün evi satmış olamazlar.. 6-Needn't have V3 ''-e gerek yoktu ama yaptın'' Absence of necessity in the past olarak nitelendirilebilir. Geçmişte yapılan bir eylemin aslında yapılmasına gerek yoktu ama yine de eylem gerçekleştirildi anlamına needn't have hurried meeting started 30 minutes late. Aslında acele etmemize gerek yarım saat geç başladı.
“Must Have V3” kip belirteci, konuşmacının, geçmiş zamanda gerçekleşmiş bazı olaylardan yola çıkarak tahmin yürütmesi için kullanılan bir yapıdır. Bu cümle çıkarıma bağlı olup, gerçekleşmiş olması konuşmacıya göre oldukça mümkündür. Bu kip belirteci olumsuz olarak da kullanılabilir. Örnek Cümle 1 Sam must not have been sick. I saw him at the funfair this morning. Örnek Cümle Çeviri 1 Sam hasta olmuş olamaz. Bu sabah onu lunaparkta gördüm. Örnek Cümle 2 This painting is a flawless portrayal of Jean D’arc. A talented artist must have painted Cümle Çeviri 2 Bu tablo, Jean D’arc’ın kusursuz bir tasviri. Yetenekli bir sanatçı yapmış olmalı. Örnek Cümle 3 This hospital is closed. He must have been taken to another hospital. “must have been + V3 yapısı ile bu kip belirteci edilgen Passive olarak da ifade edilebilir. Örnek Cümle Çeviri 3 Bu hastane kapalı. Başka bir hastaneye götürülmüş olmalı.
must have should have could have konu anlatımı