🥌 Unutulmaz Bir Yazar Şair Bulmaca
EBv7y. “Neruda”nın gösterimde olduğu şu günlerde gerçek yazarları konu alan filmleri hatırladık. Yazarların kendilerini başka bir kimlikle anlatıya yerleştirdiği roman uyarlamalarını dışarda tutarak yazarların “ismi ve cismiyle” yer aldığı filmlerle sınırladık seçkimizi. Moliere 1978 Yönetmen Ariane Mnouchkine Eserleri tüm dünyada hâlâ sahnelenen Fransız oyun yazarı Moliere 1622-1673 bir komedi ustasıydı. 4 saat 20 dakikalık bu film ise komediden çok trajediyi andırıyor. Film boyunca kendi kurduğu kumpanyayla yaşadığı çeşitli serüvenleri, evliliğini ve aşklarını izlerken, Moliere’in dönemin sosyal çarpıklıklarını komediyle tiyatro sahnesine nasıl yansıttığını ve siyasi otoriteyle yaşadığı çatışmaları da görüyoruz. Sol Ayağım 1989 My Left Foot Yönetmen Jim Sheridan İrlandalı yazar ve ressam Christy Brown’ın 1932-1981, 1954’te yayımlanan aynı adlı otobiyografik eserinden sinemaya uyarlanan film, başroldeki Daniel Day-Lewis’e en iyi erkek oyuncu kategorisinde ilk Oscar’ını kazandırmıştı. Beyin felci nedeniyle ayakta duramayan, ellerini kullanamayan ve konuşma güçlüğü çeken Christy, sol ayağıyla hayata tutunur, resim yapar ve yazar... Dokunaklı ve çarpıcı bir direnç öyküsü. An Angel at My Table 1990 Yönetmen Jane Campion Yeni Zelandalı yazar Janet Frame’in 1924-2004 hayat hikâyesi... Campion, yazarın otobiyografik eserlerinden Laura Jones’la birlikte yazdığı senaryoda, Frame’in hayatını çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik olarak üç ayrı dönemde ele alıyor. Yoksul bir ailede geçen içedönük çocukluğu ve akıl hastanesine kapatıldığı yılların ardından, yazar olarak başarıya kavuştuğu dönemi seyrediyoruz. 158 dakikalık film, yanlış teşhis ve tedavi sonucunda toplumdan uzaklaştırılan Frame’in öyküsünü feminist bir perspektiften anlatıyor. Postacı 1994 Il Postino Yönetmen Michael Radford Nobel edebiyat ödülü sahibi, Şilili şair Pablo Neruda ülkesinden uzak sürgünde geçirdiği dönemde İtalya’ya uğramış, Capri Adası’nda bir villada yaşamıştı. Antonio Skarmeta’nın bu olaydan esinlenen 1985 tarihli romanı, Neruda’yla tanışan bir postacının öyküsünü anlatıyor. Babası gibi balıkçı olmak istemeyen Mario, Neruda’yla arkadaşlığı ilerletirken şiiri ve siyaseti keşfediyor... Âşık olduğunda ise şiirle ifade ediyor kendini. Şiirin gücü üzerine duygusal bir öykü. Mrs. Parker and the Vicious Circle 1994 Yönetmen Alan Rudolph Hiciv yeteneğiyle tanınan Amerikalı şair ve yazar Dorothy Parker 1893-1967, 1919- 1929 yılları arasında New York’ta Algonquin Hotel’de öğle yemeklerinde o dönemin ünlü yazar, eleştirmen ve oyuncularıyla bir araya gelirdi. Grup kendisine “The Vicious Circle” adını verirdi. Film, erkeklerin dünyasında zekâsıyla öne çıkan grubun en yetenekli ve ışıltılı isimlerinden Parker’ı Jennifer Jason Leigh ve onun özel hayatını eksen alıyor. Yazının bugüne oranla çok daha fazla şey ifade ettiği bir dönemi anlamak için... Âşık Shakespeare 1998 Shakespeare in Love Yönetmen John Madden Gelmiş geçmiş en ünlü oyun yazarı ve şair, beyazperdede daha önce hiç bu kadar yakışıklı, genç ve tutkulu olarak çizilmemişti... Marc Norman ve Tom Stoppard’ın senaryosunun amacı William Shakespeare’i bir âşık olarak karşımıza çıkarmak, ağırbaşlı bir tür olan kostümlü dönem filmi geleneğini romantik komedinin hafifliği ve duygusallığıyla özgürleştirmek, Shakespeare’in satırlarındaki tutkuyu genç kuşaklara aktarabilmekti... Hedeflerini 12’den vurdukları kesin. Karanlıktan Önce 2000 Before Night Falls Yönetmen Julian Schnabel Küba’da yoksul bir ailede büyüyen Reinaldo Arenas 1943-1990, zor bir çocukluk ve gençlik geçirir. Castro ve devrim onun tek umududur. Devrim için elinden geleni yapar ama Castro iktidara geldiğinde eşcinsel kimliği nedeniyle “ideolojik sapkınlık” nedeniyle hapsedilir.. Tek kurtuluşu kaçmaktır. Ama New York’taki sürgün hayatında bu kez AIDS çıkar karşısına... Javier Bardem, şair ve yazar Arenas’ta unutulmaz bir performans sergilerken, Schnabel de sanatçı filmlerindeki ustalığını bir kez daha gösteriyor. Capote 2005 Yönetmen Bennett Miller Dönemin popüler yazarlarından Truman Capote, 1959’da 4 kişilik bir ailenin katledilmesinin ardından Kansas’a gider. Amacı taşranın trajediyle nasıl başa çıktığını gözlemleyip bir makale yazmaktır ama katil zanlılarından biriyle tanışınca gerçek olaylar üzerine kurulu unutulmaz eseri “In Cold Blood” çıkar ortaya... Kitap çok satar. Gerald Clarke’in kitabından uyarlanan film, Capote’nin bu süreçte kişisel olarak neler yaşadığına odaklanırken, yazarın duygusal bir portresini de çıkarıyor. Kelebek ve Dalgıç 2007 Le scaphandre et le papillon Yönetmen Julian Schnabel Kameranın her şeyi ana karakterin gözünden gördüğü o unutulmaz ilk bölümüyle hafızalara nakşolan “Kelebek ve Dalgıç” 43 yaşında, mesleğinin zirvesindeyken beyin felci geçiren Elle Dergisi’nin editörü JeanDominique Bauby’nin öyküsünü duygu sömürüsünden uzak durarak anlatıyor. Bauby, kendine geldiğinde hastanededir ve tek gözünü kırpmak dışında hiçbir şey yapamamaktadır... Ama teslim olmayacak, terapistinin geliştirdiği özel bir dille kitap dahi yazacaktır... Trumbo 2015 Yönetmen Jay Roach Geçtiğimiz yıl başroldeki Bryan Cranston’un Oscar adaylığıyla adını duyuran “Trumbo”, Hollywood tarihinin en utanç verici sayfalarından birini açıyor. 1947 yılında başta Dalton Trumbo olmak üzere ABD’nin en iyi senaryo yazarları, komünist oldukları gerekçesiyle büyük stüdyolar tarafından kara listeye alınırlar. Politik görüşlerini hiçbir zaman saklamayan Trumbo, ailesini geçindirmek için hayatta en iyi bildiği tek işi, yani yazmayı sürdürür... Cranston’un harika oyunuyla çarpıcı bir tarih dersi...
Haberler > Türk Edebiyatının Gelmiş Geçmiş En İyi Yazarlarına Dair Az Bilinen 13 Enteresan Bilgi - 0730 Türk edebiyatının şüphesiz ki gelmiş geçmiş en iyi yazarları olan Yaşar Kemal, Nâzım Hikmet, Sabahattin Ali gibi isimler hakkında az bilinen bilgileri sizler için derledik! 1. Oğuz Atay, ölümsüz eseri Tutunamayanlar’ı Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam kitabındaki bir pasajdan etkilenerek yazdı. Toplamda 10-15 cümlelik bir pasajdan yaklaşık 700 sayfalık bir kitap çıkaran Oğuz Atay, bitirilememesiyle ünlü olan Tutunamayanlar’ı Yusuf Atılgan’a göndermiş ancak Yusuf Atılgan hiç ilgilenmemiş; yakın çevresine de üzüntülerini bildirmiş. Oğuz Atay’ın vefatının ardından bunu duyan Yusuf Atılgan ardından şunları söylemiş “Tutunamayanlar'ı çok beğenmiştim ama böyle bir kitabı yazan birinin benim yorumuma ihtiyacı olmadığını düşünmüştüm. Keşke hayatta olsaydı da bunu kendisine söyleyebilseydim.” 2. Türk edebiyatının ölümsüz yazarlarından Yaşar Kemal’in efsane romanı İnce Memed’i Rusçaya Nâzım Hikmet çevirdi. Birinci ve ikinci ciltleri Türk edebiyatının en çok satan kitaplarından olan İnce Memed, Rusçaya Nâzım Hikmet’in o büyülü diliyle çevrildi. Yaşar Kemal'in Nâzım Hikmet'le ilgili bir anısını vefatının ardından yakın dostu Zülfü Livaneli şöyle yazmıştı 'Paris’te Abidin Dino’yla birlikte Nâzım Hikmet’i tren istasyonunda karşılamışlar. Nâzım demiş ki 'Yaşar, romanını okudum. Eğer bana bu kadar zulmetmeselerdi, bunca yıl hapis yatmasaydım, belki ben de senin kadar güzel bir şey yazabilirdim ama olmadı.' Yaşar Kemal, 'Koca Nâzım’ın genç bir adamla alay etmesi yakışık alıyor mu?’' diyerek oradan ayrılmış ve küsmüş. Neden sonra anlatabilmişler ki Nâzım alay etmiyor, içinden gelenleri söylüyor.' 3. Sabahattin Ali, okul yıllarında sürekli sanatla ilgilendiği için ailesinin yanına gönderilmekle tehdit edildi ve intihar etmeyi düşündü. Karamsar ruh haliyle arkadaşı Naci Çevik’e mektup bırakan Sabahattin Ali’yi yine Naci Çevik kurtardı ve öğretmene haber vererek intihara kalkışmasını önledi. Bunun üzerine İstanbul’a nakli sağlanan Sabahattin Ali’nin büyük şans eseri edebiyat öğretmeni Ali Canip Yöntem’di. Kendisine yardım eden öğretmeni sayesinde yazıları dergilerde yayınlandı ve şüphesiz ki Türk edebiyatına damga vuran eserlere imza attı. 4. Çok yakın arkadaş olan Nâzım Hikmet ve Peyami Safa’nın arasına komünizm ve faşizm tartışmaları girdi. Komünizmi yaymak isteyen Nâzım Hikmet ve onu caydırmak isteyen Peyami Safa… O kadar yakın dostlardı ki Peyami Safa ölümsüz eseri Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nu Nâzım Hikmet’e adamıştı. Dost meclislerinde ateşli tartışmalar yaşasalar da, Peyami Safa’nın “Moskova’dan gelen paraları kim aldı?” sorusu ilişkilerini bitirdi. Nâzım Hikmet, Peyami Safa’yı kazanmak için uğraştıysa da başarılı olamadı. 5. Aruzu savunan ve garip akımını eleştiren Yahya Kemal Beyatlı, vapurda Orhan Veli’nin okuduğu şiirden çok etkilendi ve fikrini değiştirdi. Garip akımı şairlerini cahil ve geri olarak niteleyen Yahya Kemal Beyatlı, sohbet ortamlarında mutlaka şiir okutur ve yeni şiirleri dinlerdi. Bir gün vapurda yine “Yeni şiir var mı?” diye sordu ve tesadüfen orada olan Orhan Veli Efsane’ şiirini okudu. Çok şaşıran Yahya Kemal Beyatlı, “Biraz daha gayret ederseniz, bizi de geçeceksiniz” dedi. Bunun üzerine Orhan Veli şakayla karşılık şu sözleri söyledi “Aman üstat, biz bu şiirleri alay etmek için yazıyoruz.” 6. Sait Faik Abasıyanık ve Orhan Veli hesabı ödeme iddiasıyla bulmaca çözme yarışmaları yapıyordu. Bir ay boyunca buluşup içen ve Cumhuriyet gazetesindeki bulmacayı çözme yarışı yapan iki yazardan Sait Faik Abasıyanık sonunda isyan etti ve hesabı neden hep kendisinin ödediğini sordu. Orhan Veli bunun üzerine sırıtarak şu cevabı verdi “Tabii yenemezsin, gazetenin bulmaca ekini ben hazırlıyorum.” 7. Ahmet Haşim, kendisini hiç beğenmiyor ve hatta çirkin buluyordu. Öyle ki yakınları tarafından epey heybetli bulunan unutulmaz yazar kafası için özel bir şiir yazdı ve hiç beğenmediği kafasından “cehennemde yetişmiş bu kafa” diye bahsetti. 8. Sokağı edebiyata taşıyan ünlü yazar Hüseyin Rahmi Gürpınar, örgü örmeyi çok seviyordu. Yaşamının son otuz yılını Heybeliada’da geçiren ve temizlik hastası olmasıyla bilinen Hüseyin Rahmi Gürpınar örgü örmeye o kadar düşkündü ki o dönemde Avrupa’dan modeller getirtiyordu. Yazmaya ara verdiği zamanlarda da erik reçeli ve dondurma yapıyordu. 9. Aşk şiirlerinin unutulmaz şairi ve Türk edebiyatının şüphesiz ölümsüz isimlerinden biri olan Cemal Süreya’yı üvey annesi zehirlemeye çalıştı. Annesini küçük yaşta kaybeden Cemal Süreya’nın üvey annesi o kadar acımasızmış ki yemeğine cam kırıkları atarmış. Şaire dair birkaç bilgi daha Sayılarla arası hiç iyi olmadığı için saati beşinci sınıfta öğrendi; yazı yazmaya küçük yaşlarda başladı ve hiçbir zaman gürültüsüz ortamda çalışamadı. 10. Türk şiirinin gelmiş geçmiş en iyilerinden Ahmed Arif, günde dört paket sigara içmesine rağmen Ramazan ayında oruç tutan kişilere saygısından hiçbir şekilde tüketmezdi. At binmeyi çok seven ve uzun yıllar sigara içen Ahmed Arif, ayrıca sigarayı birdenbire bıraktı ve dumanına bile tahammül edemez hale geldi. 11. Yazar, çevirmen ve düşünür Cemil Meriç yavaş yavaş görme duyusunu kaybetmesine rağmen okumaktan ve yazmaktan hiçbir zaman vazgeçmedi. Gençlik yıllarında gözlerinde oluşan enfeksiyon nedeniyle görme bozukluğu yaşayan ve bu sorunu giderek artan Cemil Meriç, yazıları göremeyecek duruma geldiği dönemde ışığa yakın olmak için sandalyesini masasının üstüne çıkarır ve bu şekilde okurmuş. Yazmaya ve okumaya öylesine tutkun olan yazar, gözleri göremez hale gelince çevresindekilerin yardımlarıyla yazmış ve söylenene göre en verimli çağlarını yaşamış. 12. Türk edebiyatının duyguları dizelere en iyi aktaran şairlerinden biri olan Özdemir Asaf, r’ harfini söyleyemiyordu. Asıl adı Halit Özdemir Arun olan ünlü şair, yazmaya başladığı ilk yıllarda Özdemir Özden ismini kullanıyordu. İlerleyen zamanlarda Oktay Akbal soyadı olarak babasının ismini kullanmasını önerdi ve Özdemir Asaf oldu. Sempatik tavırlarıyla bilinen ünlü şair bir dönem Güneşspor’da futbol oynadı. 13. Edebiyat çevrelerinde üstat olarak nitelendirilen Necip Fazıl Kısakürek Nakşibendî tarikatına üyeydi. Yaşam öyküsüyle herkesi şaşırtan ünlü şair ve yazar otuzlu yaşlarına kadar hayattan zevk almıyordu. Daha sonra kendisini Allah yoluna adadı ve bu kırılma noktasını da O ve Ben’ kitabında detaylı olarak yazdı.
Giriş Tarihi 1153 Siverek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından organize edilen proje kapsamında yurdun birçok yerinden bir araya gelen, Şiar, Yazar ve Ozan'ının destekleriyle Siverek Nesibe Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde kütüphane kuruldu. Bu yıl ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından ilki yapılan 'Birinci Kültür ve Edebiyat Günleri' kapsamında ilçeye gelen 38 Şair, Yazar ve Ozan destek verdikleri kütüphanenin açılışını İlçe Belediye Başkanı Ayşe Çakmak, İlçe Milli Eğitim Müdürü Nuri Kapanoğlu, Şube Müdürleri ve çok sayıda öğretmenin katılımıyla gerçekleştirildi. SIRA GECESİNDE EĞLENDİLER İlçeye 2 günlüğüne gelen yazar ve şairler için Siverek Belediyesi tarafından sıra gecesi düzenlendi. Siverek Belediyesi Müzik grubu tarafından seslendirilen şarkı ve türküler eşliğinde, çiğ köfte ikram edilerek, eğlenen konuklar, unutulmaz bir gece yaşadı. ŞİİR VE TÜRKÜ DİNLETİSİ GERÇEKLEŞTİRİLDİProgramın 2'inci gününde Siverek Kültür Merkezinde öğrenci ve öğretmenlere şiir ve Türkü dinletisi gerçekleştirdi. 20 şair ve ozanın sahneye çıktığı programa, Belediye Başkanı Ayşe Çakmak, İlçe Kaymakamı Aziz Gölbaşı, İl Milli Eğitim Müdürü Fevzi Kurt, öğretmen ve çok sayıda öğrenci katıldı. Programa Çanakkale'den katılan Yazar, Sosyolog Orhan Uyanık 'Türkiye çapında 100'den fazla şair, yazar ve ozanın bir araya gelerek, çalışmalar yürüttüklerine' dikkat çekerek," Bugün de Siverek'e gelerek Nesibe Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde bir kütüphane kurduk. Geleceğe ışık olmak adına öğrencilerimiz için böyle bir çalışmanın içinde olmak bizi gururlandırıyor. Bugün de burada bu kütüphanemizin hem açılışını yaptık, hem de Kültür merkezinde şair dostlarımız, ozanlarımız ile birlikte, sazımız ile sözümüz ile Siverek halkıyla bir araya geldik. Siverek halkının bize olan ilgi ve alakası için çok teşekkür ediyorum" dedi. Mersinden katılım sağlayan Kültür ve Turizm Bakanlığı Halk Şairlerinden Tülay Aslan'da yaptığı açıklamada," Siverek'i ilk defa görüyorum ve düşündüğümden daha güzel ve büyük bir ilçe, bizi çok güzel karşıladılar, çok güzel ağırladılar. Gönülden herkese teşekkür ediyorum, inşallah başka bir zamanda gezmek için buraya geleceğim" diye belirtti. Türkiye'nin değişik il ve ilçelerinden yazar, şair ve ozanların destekleriyle okullarından zengin bir kütüphane kurduklarını belirten Nesibe Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Abdullah Konak," Bu çalışmamız yaklaşık 7-8 ay devam etti ve bu çalışmanın sonucunda yaklaşık olarak 5 bin kitap topladık ve öğrencilerimizin istifadesine sunduk. Bu anlamda kütüphanemizin kurulmasında katkı sunan, yazar ve şairlerimiz ile birlikte Siverek'imizi tanıtmak amacıyla ve hem de kütüphanemizin açılışı için 2 günlük bir program düzenledik. Katkı sunan herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu. Program, ilçe protokolü tarafından, ilçeye gelen şair, yazar ve ozanlara plaket taktim edilişinden sonra son buldu. Yerel Haberler kategorisinde bulunan hiçbir habere herhangi bir editoryal müdahalede bulunulmamıştır. Anadolu Ajansı, İhlas Haber Ajansı, Demirören Haber Ajansı tarafından hazırlanan tüm Sanliurfa Haberleri, otomatik olarak servis edildiği şekilde bu sayfada yer almaktadır. Sanliurfa Haberleri bölümünde yer alan haberlerin tamamının hukuki muhatabı haberi servis eden ajanslardır.
Şair olacak çocuk… Yankı ENKİ Pam Muñoz Ryan, Hayalperest adlı kitabında, hayalperest bir çocuk olan ve babası tarafından her tür zorla “doğru yola sokulmaya” çalışılan Neftali Reyes’ın öyküsünü anlatıyor. Babası adından utandığı için sonradan ismini bile değiştiren Neftali, yeni ismiyle Nobel ödüllü bir şair oluyor. Düşüncelerimizden davranışlarımıza, duygularımızdan alışkanlıklarımıza, takıntılarımızdan korkularımıza kadar her şeyimizin köklerini çocukluğumuzda arıyoruz. Başka bir açıdan bakarsak, çocukluğumuzun renkli ve zengin evrenini büyüdüğümüzde yok edemiyoruz, onu zaman zaman hayallerimizde tekrar keşfediyoruz. Hayalperest’te Pam Muñoz Ryan, unutulmaz bir hayalperestin, aslında tanıdık bir düş gezgininin çocukluğunu keşfe çıkıyor. Bir yaşam öyküsünden ve bir hayalperestin şiirlerinden ilhamla yazılmış bir roman sunuyor bize. İşte o hayalperest, Güney Amerika’nın dünyaya kazandırdığı en değerli kültür insanlarından biri ve Nobel ödüllü ünlü bir şair. Yine de sürprizi bozmamakta fayda var. O isimle kitabın sayfalarında karşılaştığınızda ve şiirlerin köklerini şairin çocukluğunda gördüğünüzde, kim bilir, belki de sadece içinizde hâlâ yaşattığınız çocuğu değil, karanlık köşelere gizlediğiniz, hafızanızın sandıklarında sakladığınız şiirlerinizi de keşfedeceksiniz. Şairimiz, bugünkü bildiğimiz, kendisine daha sonradan seçtiği isimle anılmıyor kitapta. Çocukluk ismiyle anılıyor. Hayalperestimizin ismi Neftali Reyes. O, gördüğü her şeye farklı bir açıdan bakabilen; her şeyin farklı bir rengini görebilen; yolda, kenarda köşede ne bulursa toplayıp evine götürmek isteyen; taşa, kuşa, böceğe, ağaca bunlar sanki birer sanat eseriymişçesine yaklaşan, hatta başka nasıl yaklaşılır bilmeyen biri. Gerçekliğin boşluklarını şiirle doldurabilen bir hayalperest Neftali. Büyüdüğünde duyarlı biri olacağını, her şeyin, her ayrıntının şiirini yazabileceğini, çocukluğunun hayallerle dolu dünyasında görmek mümkün. Onun dünyası hayallerle dolu, ancak gerçeklerden arınmış değil. Zaten Neftali’nin çocukluğu bize, gerçeklerin hayallerle olan karşılıklı alışverişini gösteriyor. Gerçekler yüzünden var hayalperestler, ama hayaller yüzünden bazı gerçekler daha da acı verici olabiliyor. Neftali’nin babası, işte o acı gerçeğin temsilcilerinden biri. Şiirlerin, kitapların, sözcüklerin düşmanı; ve okuma yazmaya meraklı Neftali’yi olduğu gibi, müziğe ilgi duyan erkek kardeşini de cezalandıran kişi. Hayalperestliğin para getirmeyeceğini bilmek, bu yüzden oğlunun doktor olmasını istemek ve onu bunun için zorlamak; Neftali’nin babasının bildiği tek yol bu. Neftali’nin annesiyse onu dünyaya getirdikten iki ay sonra hayatını kaybetmiş, yine de aralarında kurulmuş şiirsel bir bağ var. Bu anlamda Neftali, annesini hiç tanımamış olsa da, babasından daha yakın ona. Çünkü annesi de tıpkı kahramanımız gibi kâğıtların üzerine sürekli sözcükler karalayan bir hayalperestmiş zamanında. Babası için bir suçlama nedeni bu; Neftali içinse duyabileceği en güzel şeylerden biri. Tabii ki hayalperestimizin kendine örnek aldığı, hatta taklit ederek onun gibi olmaya çalıştığı bir kılavuzu da var ailesinde. Dayısı Orlando, kâğıtlara bir şeyler karalamayı yaşamdaki tek onuru ve mesleği haline getirmiş, hatta bunu canı pahasına yapan bir yazar. Kısacası, Neftali’nin olmak istediği kişi Orlando dayı. Aynı zamanda çok önemli bir dayanak noktası Neftali gibiler için. Çünkü o bir çocuk değil, ama hâlâ bir hayalperest ve öyle kalabilmenin mücadelesini veriyor yaşamın acı gerçeklerine karşı. Şairin babasında acı gerçekler vücut buluyor, nitekim oğlunun isminden bile utanması, şairin bugün bizim ve tüm dünyanın bildiği ismini seçmesine neden olmuş. Pam Muñoz Ryan’ın eklediği dramatik bir unsur değil bu. Kitapta karşılaşacağınız ve kendi başınızdan geçmiş gibi derinden hissedeceğiniz birçok etkileyici olay gibi, bu da bir hayalperestin, küçüklüğünden beri aklının başka yerde olmasıyla suçlanan bir şairin gerçeği. Hayalperest’in kapağında Neftali’yi bir silüet, bir gölge olarak göreceksiniz. Bu kitap genç okurlara yönelik, ama kaç yaşında olursanız olun, o siluete kendi yüzünüzü yerleştirebilirsiniz. Az önce belirttiğimiz gibi, Hayalperest yetişkinlere hayallerin, hayal dünyasının zenginliğini hatırlatıyor, ancak bu kitabı küçük yaşta okumaları, çocuklara ve gençlere hayalperestlikten, hayallerinden utanmamayı öğreteceğe benziyor. Aklı başka yerde olanlara, şair olacak çocuklara selam! HayalperestPam Muñoz RyanÇeviren Özlem Sığırtmaçİthaki Yayınları / 384 sayfa Yankı Enki1980’de İstanbul’da doğdu. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Ekonomi bölümünü bitirdikten sonra aynı üniversitede Kültürel İncelemeler yüksek lisans programında Gotik edebiyat üzerine hazırladığı teziyle master derecesini aldı. Gotik ve fantastik edebiyat hakkındaki yazıları Virgül, Özgür Edebiyat, Patika, Parşömen, Roman Kahramanları gibi dergilerde yayımlandı. Çeşitli yayınevlerinde editörlük ve yayın yönetmenliği yaptı. İyi Kitap, Sabitfikir, Remzi Kitap Gazetesi ve 221B gibi dergilerde yazarlık yapmaya devam ediyor.
Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü koordinatörlüğünde, yurdun birçok yerinden bir araya gelen yazar, şair ve ozanlar ilçede kütüphane kurdu. Siverek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından organize edilen proje çerçevesinde yurdun birçok yerinden bir araya gelen, Şiar, Yazar ve Ozan’ının destekleriyle Siverek Nesibe Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde kütüphane kuruldu. Bu yıl ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından ilki yapılan Birinci Kültür ve Edebiyat Günleri’ çerçevesinde ilçeye gelen 38 Şair, Yazar ve Ozan destek verdikleri kütüphanenin açılışını İlçe Belediye Başkanı Ayşe Çakmak, İlçe Milli Eğitim Müdürü Nuri Kapanoğlu, Şube Müdürleri ve çok sayıda öğretmenin katılımıyla gerçekleştirildi. Sıra gecesinde eğlendiler İlçeye 2 günlüğüne gelen yazar ve şairler için Siverek Belediyesi tarafından sıra gecesi düzenlendi. Siverek Belediyesi Müzik grubu tarafından seslendirilen şarkı ve türküler eşliğinde, çiğ köfte ikram edilerek, eğlenen konuklar, unutulmaz bir gece yaşadı. Şiir ve Türkü dinletisi gerçekleştirildi Programın 2’inci gününde Siverek Kültür Merkezinde öğrenci ve öğretmenlere şiir ve Türkü dinletisi gerçekleştirdi. 20 şair ve ozanın sahneye çıktığı programa, Belediye Başkanı Ayşe Çakmak, İlçe Kaymakamı Aziz Gölbaşı, İl Milli Eğitim Müdürü Fevzi Kurt, öğretmen ve çok sayıda öğrenci katıldı. Programa Çanakkale’den katılan Yazar, Sosyolog Orhan Uyanık, Türkiye çapında 100’den fazla şair, yazar ve ozanın bir araya gelerek, çalışmalar yürüttüklerine dikkat çekerek, ”Bugün de Siverek’e gelerek Nesibe Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde bir kütüphane kurduk. Geleceğe ışık olmak adına öğrencilerimiz için böyle bir çalışmanın içinde olmak bizi gururlandırıyor. Bugün de burada bu kütüphanemizin hem açılışını yaptık, hem de Kültür merkezinde şair dostlarımız, ozanlarımız ile birlikte, sazımız ile sözümüz ile Siverek halkıyla bir araya geldik. Siverek halkının bize olan ilgi ve alakası için çok teşekkür ediyorum” dedi Mersinden katılım sağlayan Kültür ve Turizm Bakanlığı Halk Şairlerinden Tülay Aslan da yaptığı açıklamada, ”Siverek’i ilk defa görüyorum ve düşündüğümden daha güzel ve büyük bir ilçe, bizi çok güzel karşıladılar, çok güzel ağırladılar. Gönülden herkese teşekkür ediyorum, inşallah başka bir zamanda gezmek için buraya geleceğim” diye konuştu. Türkiye’nin değişik il ve ilçelerinden yazar, şair ve ozanların destekleriyle okullarından zengin bir kütüphane kurduklarını belirten Nesibe Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Abdullah Konak, ”Bu çalışmamız yaklaşık 78 ay devam etti ve bu çalışmanın sonucunda yaklaşık olarak 5 bin kitap topladık ve öğrencilerimizin istifadesine sunduk. Bu anlamda kütüphanemizin kurulmasında katkı sunan, yazar ve şairlerimiz ile birlikte Siverek’imizi tanıtmak amacıyla ve hem de kütüphanemizin açılışı için 2 günlük bir program düzenledik. Katkı sunan herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu Program, ilçe protokolü tarafından, ilçeye gelen şair, yazar ve ozanlara plaket takdiminden sonra son buldu. Anadolu Ajansı, DHA, İHA tarafından geçilen tüm Şanlıurfa haberleri, bu bölümde editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Şanlıurfa Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.
unutulmaz bir yazar şair bulmaca